BİR ÇOCUKLUK HASTALIĞI: FUTBOL
98 Dünya Kupası başlamış, okulların kapanmasına da günler kalmıştı. Hagi’den dolayı kupada Romanya’yı tutuyordum. Evimizin birkaç yüz metre ilerisinde her salı kurulan pazardan 10 numaralı Romanya formasını daha kupa başlamadan önce babama aldırmıştım ve her gün o formayı sırtıma geçiriyordum; okulda, evde, sokakta… Yine böyle bir gün okulda maç oynayacağımızı bildiğimden önlüğümün altına malum formamı giyerek evden çıktım. Okulun son günleri olduğundan öğretmenimiz ders işlemiyordu ve soluğu okulun bahçesinde alıyorduk. Takımları hemen belirleyip, başladık top peşinde koşmaya. Birçoğumuzda Bağcılar’ın farklı pazarlarından alınan ulusal takım formaları vardı; Brezilya, Fransa, Arjantin, Hırvatistan, Hollanda… ve tabi Romanya. Fakat bizim takımın defansında oynayan Dursun’un formasının önünde kocaman harflerle hiç duymadığım bir takımın ismi yazıyordu. Dursun, Dünya Kupası modasına deyim yerindeyse ayak uydurmamıştı. "Oğlum bu ne lan, hangi ligde oynuyor bu takım", dedim topu...