BİSİKLET, TERLİK ve YOL HİKÂYELERİ
Uludere. Kel Memed Dağları'nın eteğine kurulu bir köy. Geceyi mescitte konaklayarak geçirdim. Sabah, 06.05. Kapının önünde olması gereken ayakkabılarımın teki yok. Ara ara, yok. Günü erken karşılayan köylülerle birlikte arıyorum, yok. Köyün köpeklerinden biri almış, etraf köpek dolu, gezdikleri yerleri dolanıyorum, dolanıyoruz.. Yok. Yok. Yok. Saat 08.55. Yapacak bir şey yok, yola terlikle devam edeceğim artık, düşüncesi kafamda daha da somutlaşıyor. Köylülere içten bir veda, istikamet Çukurca. Pedal çeviriyorum, ilerliyorum, elma ağaçları, incir ağaçları, Eylül sıcağı, yer yer üzüm salkımları, kontrol noktaları.. Uzunca bir zaman sıfır noktasında pedal çeviriyorum; solum devlet, sağım bir başka devlet. Terlikler sürekli ayağımdan kayıyor, yapacak bir şey yok. Süvarikutra'yı tırmanıyorum bu şekilde, sağımda Cudi boylu boyunca uzanmaya devam ediyor, manzaram muazzam. Hakkari İl Sınırı. Uzun bir iniş, Çukurca-Hakkari Yol ayrımı, Zap Suyu, Çukurca, gün sonu. Issızlığın ortasında...